- ''Baba ben nasıl dünyaya geldim?''.
- ''Gece annenle yatmaya gittiğimizde yatağın çevresine şeker koyduk sabah kalktığımızda sen gelmiştin''.
Bu fikir Ali'nin ilgisini çekmiş ve denemeye karar vermiş. Yatarken yatağının çevresine şeker koymuş. Sabah bütün karınca, böcekler, vs yatağın çevresindeymiş.
Ali;
- ''Ulan şimdi size elimin tersiyle bir korum ama baba yüreği işte''...
STİL
Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."
SİZİN KARINIZI VANTİNATÖR YAPTIK
Adamın biri karısını çok seviyormuş. Karısı bir gün ölmüş ve adam da üzüntüsünden bir süre sonra
ölmüş.
Adam cennete gitmiş ve karısını bir türlü bulamamış.
Meleklere sormuş:
-Karım nerede?
Melekler de adama:
-Senin karın burada yok, belki cehennemde olabilir. Bir de orayı ara demiş.
Adam karısının bir melek kadar temiz yürekli olduğunu düşündüğünden
cehenneme bakmayı zaman kaybı olarak görmüş ama yine de merakından bakma istemiş ve cehenneme
gitmiş. Adam, cehennemde kendi etrafında sürekli
dönen kadınlar görmüş ve dayanamayıp bir zebaniye sormuş:
-Ya hemşerim, bu kadınlar neden kendi etraflarında dönüyorlar?
Zebani yanıtlamış:
- Bu kadınlar kocalarını kaç kez aldattıysa kendi etraflarında o kadardönüyorlar. Meselâ şuradaki
sarı saçlı olan kocasını 20 kere aldattığıiçin kendi etrafında 20 kere dönüyor.
Adam sormuş:
- Peki benim karımı gördünüz mü?
zebani yanıtlamış:
sizin karınızı vantilatör yaptık......
KARNE
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
PADİŞAH MSN KULLANIRSA
Harem kişisine titreşim gönderdiniz.
Harem: buyrun padişahım?
Padişah: slm nbr?
Harem: iyi padişahım
Harem: u?
Padişah: bende iyim
Padişah: cariyelerimin keyfi nasıl?
Harem: keyifteler hamdolsun
Padişah: bir iki tane gönderir misin baş cariyem
Harem: tabi padişahım
*Durumunuz meşgul olarak ayarlandı.*
-Padişah efendimiz konuşmaya katıldı.
Padişah: son gelenler kimler web kameralarını açsınlar bakıyım
Sofia: biz de sizi görebilecek miyiz haşmetbabları yoksa açmam kamerayı
Padişah: ne haddine bre melun bu ne cüret
-Cellat konuşmaya katıldı.
-Sofia konuşmadan ayrıldı.
Padişah: lan vezir bak yeni fotoğraf gönderiyom kabul et
Vezir: padişahım ayıp oluyor ama göndermeyin artık böyle cariye fotoları
Padişah: konuşma lan tırt, kameranı açsana lan
Vezir: ...
Padişah: slm kanka naber
vezir : iyidir be hacı nolsun
Padişah: yeni cariyeler gelmiş gördün mü taş taş
Vezir : hehe
Padişah: beni çağırıyolar hareme kib bye öptüm
Vezir : beline kuvvet kanka
Padişah: slm nbr tanışalım mı?
Maria: kimsin?
Padişah: padişah
Maria çevrimdışı görünüyor...
Padişah (ileti: hareme gittim *hemen dönecek*)
Vezir: devletlum sırplar elçimizin kafasını kesmişler, forward ettiler napalım?
Padişah: neymiş o bi gönder bakalım
*kafa_kesme.jpg gönderildi*
Padişah: feyk **** bu!
Vezir: ney haşmetlum?
Padişah: feyk, feyk sahte yani bir daha beni böyle şey için meşgul etme
Vezir: hmm ok
-Constantin konuşmaya katıldı
Constantin: yüce padişah sarayda benim cep telefonu kalmış ben burdan çaldırıyorum sen bi bakıver bakalım mesaj neyin gelmiş mi?
Padişah: bre dürzü sen kimsin ki bana emir veriyorsun
cons: şeyyy şu jestimi kabul ederseniz bi dostluk simgesi olarak..
*arka plan paylaşılıyor*
*istanbulsince1453.bmp gönderildi*
Padişah: 3310 muydu senin telefon?
Padişah: ulaa vezir nası açılıyo bu?
Vezir: verin mail adresinizi ve sifrenizi açıyıp efendim.
Padişah: al bakalım.
Vezir: (içinden) haha yedi keriz
-Aşçıbaşı konuşmaya katıldı
Padişah: aşçıbaşı akşama hünkâr beğendi yap da beğeneyim
Vezir: hehe ilahi padişahım.
Aşçıbaşı: haha emredersünüz devletlum
Padişah: zorla gülmeyin lan hadi ben kaçtım haa bu arada vezir yonjada yorum yaz lan bana
SOĞUK KIŞ
HÜKÜMET Erzurum’a bir yazı göndermiş;
"Kışın soğuk geçeceği anlaşılmaktadır. Kullandığınız yakıtın cinsini, kod numarasını ve stok durumunu acele bildiriniz."
Erzurumlu bir köy muhtarı da oturup hemen Ankara’ya cevap yazmış;
"Yakıtımız pohtir. Kod numarası yohtir. Stoğumuz ise çohtir!.."
PİLOT TEMEL
PİLOT Temel telsize var gücüyle bağırıyordu;
- Ula, sağ motor bozuldu. Düşeyrum, düşeyrum. Meydey düşeyrum. Kule düşeyrum.
Kule hemen cevapladı;
- Mesaj anlaşıldı. Yerinizi bildirin, yerinizi bildirin.
Temel gayet ciddi :
- Pilot kabini, öndeki sol koltuk, pilot kabini, öndeki sol koltuk.
KİM DAHA ZEKİ
HER gün Ayşe ile sevgilisi ormana gidiyorlarmış. Oğlan ona 250 YTL verip ağaca çıkarıyormuş. Ve kız annesine yaptıklarını anlatıyormuş. Bir gün aynı olay yeniden olmuş ve anne artık çok sinirlenmiş. Demiş ki;
- Kızım o senin külotuna bakmak için seni çıkarıyor.
Kız da;
- Biliyorum anne ben de bu yüzden külotumu çıkarıyorum!
Türk erkeği
Kaçan golde yuh çeker.
Ağzında sigara halay çeker.
Genelde babaya çeker.
İskenderin üstüne künefe çeker.
Kafası bozulunca resti çeker.
Sevdiğini sorguya çeker.
Aldatılınca tetiği çeker.
İtalyan erkeklerine beş çeker.
İngilizlere yirmi beş çeker.
Balıketi görünce iç çeker.
BİLEN VE BİLMEYEN
Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen zararlıdır,
ONDAN SAKININ.
Bilmeyen ve bilmediğini bilen bir öğrencidir,
ONA ÖĞRETİN.
Bilen ama bildiğini bilmeyen uykudadır,
ONU UYANDIRIN.
Bilen, bildiğini de bilen ve öğreten akıllıdır,
ONU İZLEYİN.
İLGİNÇ BİLMECE
Soru: Üç elmayı iki baba ve iki oğla paylaştırdık ve herkese bir elma düştü. Doğru mu?
Cevap: Evet, doğru. Çünkü elmayı paylaşanlar; dede, baba ve oğul.
YANLIŞ ANLAMIŞ
Sarisin ile esmer de, köseyi kolay dönmek için banka soymaya karar vermisler...
Esmer bütün gece oturup plan yapmis... Sabah masanin üzerine kagitlari sermis, soygunu tüm ayrintilari ile sarisina anlatmis...
-"Iyi anladin degil mi ?" diye de sormus.
"Burasi küçük bir semt bankasi.. Bir tek güvenlik görevlisi var... İşi üç dakikada bitirirsin, ben seni arabada bekleyecegim."
Binmisler arabaya, gitmisler bankaya...
Esmer motoru çalisir tutarak direksiyonda beklerken, sarisin bankaya girmis.
5 dk. geçmis...10 dk. geçmis... 15 dk. geçmis... Esmer korkmaya baslamis...
Tam gaza basip kaçmaya karar vermisken, bankanin kapisi büyük bir gümbürtüyle sonuna kadar açilmis...
Önde sarisin elinde bir ip... Ipin ucuna kasa baglanmis, sürükleye sürükleye arabaya kosmaya çalisiyor...
Arkasindan güvenlik görevlisi "DUR" diye bagirarak ates ediyor... Ama kosamiyor...
Çünkü pantolonu ve iç çamasiri dizlerinden asagiya inmis...
Sarisin arabaya atlamis... Esmer gaza basmis ve öfkeyle seslenmis...
-"Bir de bana plani tam anladigini söylemistin !.. "
-"Anladim tabii..."
-"Ben sana GÜVENLIK GÖREVLISINI BAGLA, KASAYI BOSALT demistim gerzek
TEMEL VE KRALİÇE ELİZAHBETH
Temel Istanbul a gelmis, yürüyormus.Bu arada 5 dakikada bir top atislari duyul-
maktaymis. Merak edip sormus. "Hemserim bu top atislari neyin nesi?" diye.
Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis.
Aradan yarim saatgeçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine
sormus bir baskasina "Bu top atislari neden?" diye. Ayni cevabi alinca
söylenmis: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!"
TEMEL VE SEVGİLİLERİ
Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir.
Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar "Niye
ögretmen de digerleri degil?" diye. Temel de ona döner:
-Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an
mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha
tekrarliyalim...
OTOBÜS
bir gün temel ile malum dostu dursun iki katlı bir otobüste yolculuk ediyorlarmış. temel cep telefonu ile alt kattaki arkadaşı dursunu aramış.
- orada havalar nasıl dursun kardeşim
- Bizim söför uyumus otobüs kendi kendine gidiyo valla Temel cigim...
- O dabirsey mi Dursun? Bizim katta söför bile yok. Otobüs kendi
kendine gidiyo...
NERDEN BİLEYDİM
Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir hastanın oturmuş, birşeyler yazdığını gördü :
-Kolay gelsin, ne yazıyorsun?
-Mektup yazıyorum efendim.
-Yaaa...Kime yazıyorsun?
-Kendime...
-Peki, ne yazılı mektupta?
-İlahi doktor bey, deli misiniz siz?Mektubu daha almadım ki...İçinde ne yazdığını bileyim.
BİR KEDİ DAHA
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar.Bekçi,onların ayak seslerini işitmişti.Sordu:
- Kim o?
ıçlerinden biri kedi gibi miyavladı.
Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki,delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı.Bekçi geri dönüp yine seslendi:
- Kim var orada?
ıkinci deli cevap verdi:
- Bir kedi daha.
OTOBÜS
Bir gün doktorlar delileri test etmek istiyorlarmış ve kim akıllandıysa, onu bırakacaklarmış. Duvara kocaman bir resim asmışlar. Resim kırmızı otobüs resmiymiş. Doktarlar delilere "Atlayın otobüse" demişler. ve deliler resime doğru yürüyüp girmeye çalışmışlar. Bir deli arkada dikilmiş. Doktorlar "Bu neden otobüse girmiyor" diye sormuş. Deli cevaplamış:
-Biletim yoktu...
DERS BİTTİ
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.
Adam :
-Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.
Pilot:
-Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi.
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi!
DEHŞETLE SORDU
-Öğrencilerin nerede?, diye...
-Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim!
Deli misin?
Delinin biri bir gün balkondan aşağı olta sarkıtmış, yoldan geçen biriyse adama sormuş:
- Kaç balık tuttun?
Deli ise adama:
- Deli misin be adam! Burada balık ne arar.
IŞIĞI GÖREN GELİYOR
Adamın karısı hamileymiş.Bir gece yarısı sancılanmış.Çağırılan ebe tam doğuma başlarken elektrikler kesilmiş.Adamcağız mecburen fener tutarak doğuma yardımcı oluyormuş.
Nihayet bebek sağlıkla doğmuş.Ancak ebe bakmış bir bebek daha geliyor.Onu da doğurtmuş.
Bitmemiş ardından bir tane daha..
Adam derhal feneri söndürmüş.Ebe;
-Ne yaptın,yak şu feneri!..
-Olmaz ebe hanım,baksana ışığı gören geliyor!..
BENİM KÖPEK
Malum, avcılar atıcılıklarıyla meşhurdurlar. Yine bir mecliste üç avcı karşılıklı olarak köpeklerini övüyorlarmış. Birincisi demiş ki:"Benim köpeğim çok akıllıdır, bakkala gönderirim, ne istersem alır ve getirir." Hemen ikinci avcı atlamış:" Ya benimki! Sadece istediklerimi almakla kalmaz, paranın üstünü de doğru olarak getirir, satış fişini de alır vs. vs.
Bu sırada üçüncü avcı kendinden emin bir tavırla aynen şöyle der:"Sizin köpeklerinizin alışveriş ettiği dükkanı benim köpeğim çalıştırıyor."
OTOSTOPCU
-"Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım" fakat bir papağan sahibi olmak isteyen kadın
-" Hayır almak istiyorum" der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde'hoşgeldin oTOSTOPCU diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür. Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin oTOSTOPCU diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum. Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın... Kadın inanmayarak da olsa tamam der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır. Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde diye sorar papağana
-"Hoşgeldin oTOSTOPCU diycem." der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz
-"Hoşgeldiniz hanımefendi diycem" der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar. Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?
-"Hoşgeldiniz hanımefendi" diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder. Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?
-" Hoşgeldiniz hanımefendiler" diyeceğim peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?
-"Hoşgeldiniz beyfendi" diycem. peki yanımda 2
-3 erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin? Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
-"Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi Otostopcu
BUZDOLABI
Ahirette sorgu sırasını bekleyen iki adam birbirleriyle konuşmaya başlar. "Sen nasıl öldün?" diye sorar birinci adam ötekine. "Donarak öldüm.." "Kötü bir ölüm olsa gerek..." der birinci adam " donarak ölmek nasıl bir şey?" "Şey, başlangıçta çok rahatsız edici.." diye anlatmaya başlar ikinci adam. "titremeye başlıyorsun, bütün el ve ayak parmakların ağrımaya başlıyor. Ama sonrası, ölmek için çok sakin bir yol. Vücudun uyuşuyor, adeta boşluğa sürükleniyorsun, tipki uykuya dalmak gibi.. Peki ya sen? sen nasıl öldün bakalım?" "Kalp krizi geçirdim" der birinci adam. "Karımın beni aldattığından emindim. Bir gün beklenmedik bir saatte eve döndüm, yatak odasına koştum.. Karımı orada yapayalnız örgü örerken buldum. Sonra bodruma koştum ama kimseyi bulamadım. Ikinci katta da kimse yoktu. Sonra hızla çatı katına vardığımda kalp krizi beni buldu..Oracığa yığıldım ve öldüm.. Aynen böyle.." Ikinci adam başını sallar "Berbat birşey bu..." der "..sadece bir an mutfakta durup buzdolabına bakmayı akıl edebilseydin şimdi ikimiz de hayatta olacaktık.
|